Bilinen en eski danslardan biridir oryantal dansı... Çok farklı coğrafyalarda, farklı formlarda görülebilen ve oldukça yaygın bir danstır. İslam öncesi inancı ve erotizmi birlikte içeren apayrı feminen bir yapısı vardır. İnanç ve erotizmin bir arada oluşu çelişki gibi algılanması oryantal dansın bir süre hor görülmesine ve aynı zamanda da sevilmesine yolaçmıştır. |
Oryantal dans ve kendisine özgü bir tarz yaklaşık 10. yüzyılda romanlar veya halk arasındaki tabirle çingeneler tarafından Hindistan’dan Orta Doğuya getirilmiştir.Mısır’da bu göcebe aşirete Ghawazee diye bir ad konmuştu. Ghawazee ailelerinin erkekleri genelde müzik yapar, kadınları ise festival, bayram ve düğünlerde dans ederek para kazanırlardı. Kendi kültürünün içine farklı halkların dans ve müzik geleneklerini çeken Ghawazee danscıları zilleri kullanmaya başladilar. Giydiği kıyafetler gömlek, aşırı geniş şalvar ve dirsekten aşağı doğru sarkan uzun kollu kaftandan ibaretti. Kalçaya bir yada iki tane püsküllü şal bağlanırdı.
1516 ve 1517 yıllarında olan Mercidabık ve Ridaniye savaşları sonucu Mısır Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğine girdi. Osmanlı Devletinde dans değişmeye başlamıştı. Mısır’dan gelen kalça, vücudun üst kısmı ve kollar hareketlerinin yanısıra göbek harketleri önemli bir rol oynamaya başladı. Osmanlı zamanında bayan dansçılara Çengi (Çengane, Çingane), erkek dansçılara ise Köçek denilmekteydi. Çengilerle köçekler, Osmanlı zamanındaki eğlence dünyasında önemli ve özel bir yer alıyordu. Çengilerin çalıştığı örgütlenmiş gruba kol denirdi. Kolbaşı denilen kişi yardımcısıyla beraber bu gruba yöneticilik yaparak 12 dansçıyı çalıştırırdı. Sıracı denilen dört kadından oluşan bir çalgı takımı dansçılara eşlik ederdi. Çengilerin kostümleri tül gömlek, pullarla süslenmiş kadife yelek ve döndükçe çevrilip açılan tennure biçimli saçaklı canfes bir etekten oluşurdu. Günümüze kadar gelen o dönemdeki dans sahneleriyle harem yaşamını gösteren pek çok resim vardır. Ancak o zamanlar ressamlar hareme sokulmazdı ve şahsi hayallerini tasvir eden bu resimlerin gerçeği göstermesi şüphelidir. 20. yüzyılın başında çengi kolları eski şöhretini kaybetmeye başlamış ve varlıklarını koruyamayıp dağılmışlardı.
19. yuzyılın sonunda Avrupada batı insanına ekzotik gelebilen her şey ve özellikle oryantal kültürü büyük bir ilgi görmeye başlayınca doğu unsurları içeren gösteriler de çok moda oldular.
I. Dünya Savaşından sonra Kahire arap dünyasının eğlence başkentine dönüşüverdi. O zamanlar Mısır’da kadınların yaptığı dansa ‘’memlekete ait’’ anlamına gelen Beledi diye bir kelime kullanmaktaydı. Şehrin nüfusunun kentleşmesiyle beraber Beledi dans stili de büyük bir hızla değişmeye başladı. Acem yılankavi kol hareketleri, Hint kafa hareketleri, Yunanistan, Türkiye, Kuzey Afrika ve Avrupa ülkelerinin katkılarıyla Beledi stili Raks Sharqi (arap oryantal dans) olarak bilinen bir bayan solo dansı halini almıştı. Batıda Raks Sharqi ‘’Bellydance’’ olarak tanınmıştır.
20. yüzyılın başında Hollywood film şirketleri harem yaşamı ve oryantal masalların motiflerini kullanarak yeni filmleri çıkarmaya başladı. Dans eden doğulu güzellerin imajını yaratmak için Hollywood kostümcüleri eski Mısır fresklerindeki çariçe giysilerinin detaylarını kullanarak amerikalıların kadın çekiciliği anlayışına uyan yeni bir kıyafet çıkarttılar. Böylece bugüne kadar varlığını sürdüren oryantal kostümü oluşturuldu.